En iyi bilinen canlılardan olan kuşlar, çevre sağlığının da en önemli göstergelerindendir. Kuşların sayılarındaki azalmalar, genellikle ciddi çevresel sorunların habercisidir. Her ne kadar sistematik kuş sayımları faydalı olsa da, kuşları halkalamadan, sayılarındaki değişiklikleri kesin artış ve azalışlara bağlamamız çok zordur. Halkalama, her kuşa bir kimlik numarası vererek, kuşlar için bir nevi nüfus sayımı yapmamızı sağlar. Halkalanan kuşların verileri matematiksel modellerle incelenerek, kuşların sayılarındaki artış ve azalışlar kesin olarak tespit edilebilir. Ama bunun için, halkalamanın düzenli ve bilimsel olarak, değişmeyen noktalarda yıllarca yapılması gerekmektedir. 1889’da bir Danimarkalı öğretmen olan Mortensen'in sığırcık (Sturnus vulgaris) yavrularına taktığı ev yapımı halkalarla başlayan modern halkalama süreci, şimdi yüzden fazla ülkede binlerce halkacıyı kapsamaktadır. Avrupa’da 100  yıldan fazla faaliyette olan istasyonlar vardır. Halkalama istasyonlarının verileri binlerce bilimsel makaleyle sonuçlanmış, küresel ısınmanın etkilerinin de ilk habercilerinden olmuştur.

Halkalanan göçmen kuşlar, başka noktalarda yakalanarak, kuşların göç yollarının tespitini de mümkün kılar. Doğal tarih biliminin altın çağı olan 19. yüzyıla kadar, kuşların göç ettiği tam olarak anlaşılmamıştı. Ortaçağda Avrupalılar, kırlangıçların sonbaharda deniz altına dalıp, ilkbaharda tekrar çıktıklarını, bazı kuşların ise kış geldiğinde fareye dönüşüğünü sanıyorlardı. Kuşların göç ettiklerine dair ilk bilimsel deliller, Afrikalıların yemek gibi bilimsel olmayan niyetlerle "markaladıkları" ak leyleklerden (Ciconia ciconia) geldi. Avlamak için leyleklere atılan oklar bazen leyleklere saplanıyor ama öldürmüyordu. Bu halde Avrupa’ya göç eden leyleklerdeki oklar, Afrika kültürlerini giderek daha iyi tanıyan kâşifler tarafından tanımlanmaya başladı ve leyleklerin Afrika’dan geldiği anlaşıldı. Öyleki Almanca da "oklu leylek" anlamını taşıyan "Pfeilstorch" kelimesi sözlüğe girdi. Kayıtlara geçmiş ilk "oklu leylek", 1822’de Almanya’nın Klütz köyü yakınlarında, boynunda bir okla uçarken görüldü. Doldurulmuş halini Rostock Üniversitesi Müzesi’nde görebilirsiniz.

http://www.atlasobscura.com/places/zoological-collection-of-the-university-of-rostock

Neyse ki göç yollarını araştırmak için artık kuşlara ok saplamaya gerek kalmadı. Kuşların neredeyse hissetmeyeceği kadar hafif (en ufakları 0,1 gram altında) ve numaralı alüminyum (su kuşları için paslanmaz çelik) halkalar sayesinde, kuşların inanılmaz yolcululuklarını takip edebiliyor, kaç yıl yaşadıklarını tespit ediyor, sayılarındaki değişimleri kesin olarak ölçebiliyoruz. Örneğin İngiltere’de 1952 yılında halkalanan bir Kuzey Yelkovanı (Puffinus puffinus), üreme kolonisinde 2002’de tekrar gözlendi. 420 gramlık bu kuşun en az 50 yıl yaşaması başlı başına bir mucizeyken, her yıl Brezilya’ya gidip geldiğinden, hayatı boyunca en az 1,5 milyon km kat etmesi, halkalamanın açığa çıkardığı başka bir mucizedir.

Normalde gözlenmesi zor olan türlerin gerçek sayılarının anlaşılmasında, önemli doğa alanlarının kuş çeşitliliğinin belirlenmesinde ve bu alanların uluslararası göç yollarındaki konumlarının tespitinde kritik role sahip olan halkalama çalışmaları, korunmayan alanların korunması için gereken bilimsel veriler ve altyapının oluşması için de çok önemlidir. Bunun yanında, halkalama istasyonlarında yakalanan kuşlar, moleküler genetik araştırmalarından, jeolojik izotoplarla besin analizine, uydu takibi ve GIS (CBS) yoluyla davranış ve ekolojik araştırmalardan, dış ve iç parazitlerin incelendiği kuş sağlığı araştırmalarına kadar, düzinelerce farklı disiplini içeren bilimsel çalışmaları mümkün kılmaktadır.

Tüm bunların yanında, üniversite ve yüksek lisans öğrencilerinin ekolojik araştırma eğitiminden, ilkokul öğrencilerinin kuşlar ve doğayla ilk tanışmasını sağlamaya, başka illerden ve ülkelerden ziyaretçilerin bir bölgenin doğasını öğrenmesinden bölge halkının göz ardı ettikleri doğal zenginliklerini tanıyıp sahiplenmesine, bir alanın ekolojik öneminin yöneticiler tarafından fark edilmesinden basın ziyaretleri yoluyla dünyaya tanıtılmasına kadar, çevre eğitimi, kapasite geliştirme, doğa turizmi, tanıtım, farkındalık yaratma ve yerel tabanlı doğa korumada halkalama istasyonları kritik öneme sahiplerdir. Yani kuşları halkalama, sırf ornitolojik araştırmalardan çok daha geniş bir kapsama ve öneme sahiptir ve doğa korumanın en gerekli araçlarından biridir.

Türkiye, 3 biyoçeşitlilik sıcak noktası tarafından neredeyse tamamı kaplı olan dünyadaki tek ülkedir. Bunlardan Kuzeydoğu Anadolu’yu da içine alan Kafkaslar biyoçeşitlilik sıcak noktası ve endemik kuş alanı, kuşlar için dünyadaki en önemli bölgelerden biridir ve ülkemizdeki kuş türlerinin %74’ü burada kaydedilmiştir. 2006 yılından bu yana 278 kuş türü tespit ettiğimiz ve dünya çapında sulak alan Ramsar kriterlerinden dördünü karşılayan Aras Nehri Kuş Cenneti’nde 11 yılda 183 türden 85.000’den fazla kuşa göçlerini takip için Türkiye halkası taktık. Türkiye’de ilk kez kuşların genetik barkodlaması, Türkiye’de ilk kez bir kuş türünün coğrafi takip cihazı (geolocator) ile takibi, Türkiye’de ilk kez bir otucu kuş türünün göç rotasının belirlenmesi gibi önemli bilimsel ilkleri gerçekleştirdik. Bu çalışmalar yerel, ulusal ve uluslararası gazete, radyo, televizyon ve internet haberlerinde yüzlerce kere yer alarak Aras Nehri Kuş Cenneti’nin, Yukarı Çıyrıklı’nın, Tuzluca’nın, Iğdır’ın ve ülkemizin kuş zenginliğini ve onlar üzerine yapılan kuş bilim çalışmalarını dünyaya tanıtıyor. Etrafı kurak bozkırla çevrili bir vaha olan ve Kars-Iğdır sınırında yer alan Aras Nehri Kuş Cenneti, Avrupa ve Sibirya’dan Ortadoğu ve Afrika’nın zorlu coğrafyalarına gidip gelen milyonlarca kuş için bu göç koridoru üzerindeki en hayatı konaklama, beslenme, üreme ve kışlama alanlarındandır. Doğu Anadolu’da en çok kuş türü tespit edilen nokta olan Aras Nehri Kuş Cenneti:

-Barındırdığı en az 278 kuş türü ile Türkiye’deki kuş türlerinin %58’inin yaşadığı,

-Sadece 10 km2 bir alan içinde farklı 9 ayrı habitat yani yaşam alanının bulunduğu,

-Ülkemizde Samsun-Adana hattının doğusunda en kuş türünün kaydedildiği,

-Sadece 11 yılda Türkiye’deki 818 omurgalı kara hayvanı türünün %52’sinin kaydedildiği,

-Dünya çapında nesli tehlikede ve tehlikeye yakın en az 34 canlı türünün yaşadığı,

-Halkalanan 85.000’den fazla kuşun 3 kıtada düzinelerce ülkeden göç ettiği,

-Kuşların konaklama, beslenme ve üremeleri için dünya çapında kritik öneme sahip olduğu,

-Karşıladığı 4 Ramsar sulak alan kriteri ile dünyaca önemli bir sulak alandır.

Kuşlara taktığımız uydu vericileri ve diğer takip cihazlarıyla 3 kıtada düzinelerce ülkeye göçlerini takip ettik. 29 ülkeden ve düzinelerce üniversiteden yüzlerce gönüllü öğrenciyi eğittik. Kuşlara zarar vermeden yapılan Türkiye’nin ilk kuş genetik barkodlama çalışmasında, bilimsel literatürde olmayan yeni kuş genetik barkodları keşfettik. Bu da, Aras Nehri Kuş Cenneti’nin sadece yüzlerce kuş türüyle değil, bu kuş türlerinin genetik çeşitliliği açısından da dünya çapında önemli bir sulak alan olduğunu gösterdi.

Bu sebeplerden dolayı, Aras Nehri Kus Arastirma ve Egitim Merkezi’nin gerek bilimsel, gerek çevre koruma, gerekse eğitim açısından stratejik konumu kritik önem taşımaktadır. Verdiğimiz dilekçeler üzerine, 2013 yılında Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, Aras Nehri ve Iğdır Ovası Önemli Doğa Alanlarının birleştiği yerde yer alan bu eşsiz sulak alan için en uygun statünün "Tabiatı Koruma Alanı" olduğunu belirtti. Buranın Doğu Anadolu’nun ilk Tabiatı Koruma Alanı ilan edilmesi, Kars, Iğdır ve Doğu Anadolu’da ekoturizm için büyük fayda ve marka değeri sağlayarak, Türkiye’nin ekoturizm ve doğa zenginliğinin uluslararası tanınırlığını da arttıracaktır. Dünyanın düzinelerce ülkesinden gelen yüzlerce gönüllünün desteklediği kuş araştırma, bilimsel turizm ve gönüllü turizm çalışmaları, Aras Nehri Kuş Cenneti’ni Iğdır’ın en önemli ekoturizm bölgesi haline getirmiştir. Aras Nehri Kuş Cenneti korunarak, kuş gözlem kulesi, konukevi ve ziyaretçi merkezi gibi yatırımlarla Iğdır’ın ekoturizm merkezi ve dünya çapında bir marka noktası haline gelmelidir. Ulusal ve uluslararası basında yüzlerce yazıya, televizyonda düzinelerce habere ve birçok belgesele konu olan Iğdır Aras Nehri Kuş Cenneti, aynı zamanda Iğdır’ın ve Doğu Anadolu’nun dünya çapında tanıtımı ve turizm kalkınması için de çok önemli bir noktadır.

Aras Nehri Kuş Cenneti Kuş Araştırma ve Eğitim Merkezi’nin bu günlere gelmesinde rol oynamış olan tüm yetkililere, öğrencilerime, meslektaşlarıma ve Doğu Anadolu’daki halkalama istasyonlarımızı başarıyla yürüten KuzeyDoğa Derneği ekibim ve gönüllülerimize çok teşekkür ediyorum. Umarım Aras Nehri Kuş Cenneti hakettiği şekilde Doğu Anadolu’nun ilk Tabiatı Koruma Alanı olarak korunur ve Aras Kuş Araştırma ve Eğitim Merkezi’ndeki bilimsel, eğitim ve doğa koruma çalışmaları Avrupa’daki benzerleri gibi bir 100 yıl daha devam eder.

Doç Dr. Çağan Hakkı Şekercioğlu

(Mete Türkoğlu, Çağan H. Şekercioğlu: Iğdır’ ın Kuşları. EVOS Basım, 2. Baskı, Ankara 2018. s. XXVI- XXX)

EKOLOJİK DENGE VE KUŞLARIN EKOSİSTEMDEKİ YERİ

Ekolojik denge, dünya üzerinde canlıların yaşamı için gereklidir. Bu denge korunduğu müddetçe, canlıların yaşam seviyesi de artarak devam eder. Doğadaki tüm canlı ve cansız varlıklar doğrudan ya da dolaylı olarak Ekolojik dengenin korunmasında önemli rol oynarlar.

Ormanlardaki ağaçlara zarar veren bazı böcekleri, Kuşlar yiyerek sayılarının artmasına engel,  Tohum ve meyvelerle beslenen kuşlar, yedikleri bitki tohumlarını uzak yerlerde, dışkılarıyla birlikte atarak bitkilerin çoğalmalarına ve yayılmalarına neden olurlar. Ekolojik dengenin korunması; Canlıların beslenme alışkanlığını oluşturan Besin Zincirine bağlıdır.

Dünyada 10.853 kuş türü bulunmaktadır (Gill & Donsker, 2012). Her bir türün ekolojisi ve dağılımı farklılık göstermekle birlikte kuşlar çöllerden dağlara farklı habitatlarda bulunmaktadır. Bu türlerden bazıları çok karakteristik belirli habitatlara özelleşmiş olup sınırlı alanlarda yayılış göstermektedir. Kuşların dağılımları göz önüne alınarak biyolojik çeşitliliğin dünya genelinde nasıl dağıldığı ve kuşların da küresel çevre değişikliklerinde gösterge rolü üstlendikleri görülebilir (BirdLife International, 2008a). Kuşlar, besin döngüsü, biyolojik ayrışma, haşere kontrolü, bitkilerde döllenme ve tohum ayrımı gibi birçok önemli ekosistem hizmetleri sunmaktadır (Şekercioğlu, 2006).

KUŞLARIN GÖÇÜ

Göçmen kuşlar farklı mevsimleri farklı coğrafyalarda peryodik ve düzenli bir şekilde geçiren kuş türlerinden oluşan bir gruptur. Her sene dünyaca 50 milyar kuşun göç ettiği tahmin edilir. Bunlardan yaklaşık 5 milyarı Avrupa ile Afrika arasında göç eder. (Anonim, 2016)

Milyarlarca kuş her yıl üreme ve kışlama bölgeleri Kuzey ve Güney yarımküre arasında (İlkbaharda üremek için kuzeye, sonbaharda ise ülkemizin güneyindeki kışlama alanlarına)  uzun yolculuklar yaparlar.  Kış aylarında havaların soğumasıyla, kuşların besin bulması zorlaşır ve bu konuda aralarında rekabet artar. Bu sebeple Kuzey Yarımküre'de üreyen göçmen kuşlar, her sonbaharda Güney Yarımküre'ye doğru göç hareketine girişir. Güney daha sıcak ve besin bakımından daha zengin olduğundan iyi bir kışlama alanı teşkil eder. İlkbaharın başlamasıyla da güneyden kuzeye dönüş göçüne başlarlar. İlkbaharda kuzey bölgeleri kuş akınlarına uğrar.

Göçmen kuşların mesafeler kat ederek yaptığı yolculuk Ekolojik denge ve İnsanlar için hayati değer taşır. Baharda milyonlarca böcek, bitkiler üzerine yumurta bırakır. Bunlardan çıkan tırtıllar, kuşlar tarafından yenilerek kontrol altında tutulur. Çeşitli kurt, böcek ve çekirge yumurtalarını yiyerek mutlak bir kıtlığın önüne geçerler.

KUŞ HALKALAMA

Kuş türlerinin hareketlerini, göçlerini izlemek ve yayılışlarını saptamak, popülâsyonlarını izlemek gibi amaçlarla kuşun çok ince ağlarla yakalanmasından sonra, tür, yaş ve cinsiyet gibi bilgilerin kayıt edilerek kimlik niteliği taşıyan, hafif, paslanmaz, alüminyum halkaları kuşların bacağına takılması işlemidir.

Bu adres sayesinde kuş ölü bulunduysa halkası, canlı olarak tekrar yakalandıysa kuşla ilgili bilgiler halkalandığı merkeze ulaştırılır ve kuşun nerede, ne zaman halkalandığı öğrenilir.

Halkalama çalışmaları, kuşların yaşamları ile ilgili birçok bilinmeyeni ortaya çıkarmak üzere tüm dünyada yüzyılı aşkın bir süredir uygulanan yaygın bir yöntemdir. Bu yöntemle, temelde kuşların göçleri (kuş türlerinin göç stratejileri, konaklama, kışlama ve üreme alanları, göç takvimleri, fizyolojileri) ve popülasyon dinamikleri (kaç yıl yaşadıkları, üreme başarıları, hayatta kalma başarıları, ilk üreme yaşları, kaç yaşına kadar üremeye devam ettikleri, genç bireylerin dağılma oranları) araştırılmaktadır. Ayrıca, tüm dünyada standart yöntemlerle yapılan ve her yıl tekrarlanan halkalama çalışmaları ile kuş popülasyonlarındaki değişimler takip edilebilmekte ve türlerin korunmasına yönelik kararlar alınabilmektedir. Özellikle göçmen kuşlarla ilgili koruma çalışmaları açısından, türlerin ya da popülasyonların üreme, konaklama, kışlama alanlarıyla ilgili bilgiler ve popülasyonların hayatta kalma başarıları ile ilgili veriler büyük önem taşmaktadır.

Aras Kuş Araştıma ve Eğitim İstasyonu (Tuzluca, Iğdır):

40º07'16''K 43º35'00'' D koordinatlarında bulunan Aras istasyonu 2006 yılının sonabahar göç döneminden itibaren ilkbahar ve sonbahar aylarında düzenli halkalama yapmaktadır. KuzeyDoğa Derneği‟nin yürüttüğü projeye, Kafkas Üniversitesi Biyoloji Bölümü, Stanford Üniversitesi ve Orman ve Su İşleri Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar XIII. Bölge Müdürlüğü Iğdır İl Şube Müdürlüğü destek vermektedir. İstasyon, 1059 m. yüksekliğinde Aras Nehri'nin kuzey kıyısında, Iğdır'ın Tuzluca ilçesine bağlı Yukarı Çıyrıklı köyünün 300 metre uzağında, nehir ile köyün meyve bahçeleri ve merasının arasındaki sulak alanda kurulmuştur. Aras Nehri'nden bir setle ayrılan alanda, küçük göletler, söğüt ve ılgın ağaçları mevcuttur. Zeminin çamurlu olmayan kısmı kireçli topraktır. İstasyonun içinde olduğu vadi çoğunlukla çorak ve bitki örtüsünden mahrum olduğu için, istasyon göçmen ve üreyen kuşlar için çok önemli bir konaklama, beslenme, dinlenme ve üreme noktasıdır.

SEEN (South-east Bird Migration Network- Güneydoğu Kuş Göç Ağı) standartlarına göre gerçekleştirilmiştir.

SEEN standartları gereğince istasyonumuzda standart olarak uygulanan halkalama aşağıda belirtilen aşamalardan oluşmaktadır:

1- Ağların kurulması

2- Ağlardan kuş çıkartılması ve istasyona getirilmesi

3- Halkalama

3.1. Tür teşhisi

3.2. Halkanın takılması

3.3. Yaş tayini

3.4. Cinsiyet tayini

3.5. Yağ skoru tayini

3.6. Kas skoru tayini (bazı türlerde)

3.6. Kanat formülü ölçümü

3.7. Kanat uzunluğu ölçümü

3.8. Kuyruk uzunluğu ölçümü

3.9. Ekstra ölçümler (tarsus, notch, tırnak, gaga vb.)

3.10. Ağırlık ölçümü

(Mete Türkoğlu, Çağan H. Şekercioğlu: Iğdır’ ın Kuşları. EVOS Basım, 2. Baskı, Ankara 2018. s. XXVI- XXX)